- İki Popovksi ve bir buçuk Shakespeare
- Hayal-i Temsil – İBBŞT için hayallere eşdeğer bir başyapıt!
- Tiyatro ödülleri üzerine...
- İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz
- “Her Yıl Kuşlar Geri Gelir” - ancak niye..?!
- Sezonun “tapon”larından bir demet…
- PİP UTTON’IN OYUN KARAKTERİ BİZE HİÇ YABANCI DEĞİL YAHU!: “ADOLF”
- “ÜCRET ARTIŞI TALEBİNDE BULUNMAK İÇİN SERVİS ŞEFİNE YANAŞMA SANATI VE BİÇİMİ”
- KERBELA YA DA SAHNEYE BIRAKILAN RENKLER (2)
- METNİN ANLAM YA DA ANLAMLARININ DİBİ: "KELEBEKLER ÖZGÜRDÜR"
- ÖZYAĞCILAR VE LÂÇİN KÜRKÇÜ DÜKKÂNINDA: "HOŞ GELDİN BOYACI"
- AYŞE EMEL MESCİ'NİN İŞİ HESAPLAŞMAK: "HAMLET MAKİNESİ"
- ÇOLPAN İLHAN & SADRİ ALIŞIK'IN RUHLARINA DEĞSİN: "GUGUK KUŞU"
- EMANET ZARFIN İÇİNDEKİ GİZ: "BAKARSIN BULUTLAR GİDER…"
- ADALETTE KÂR YOK: "5. FRANK"
- TİYATROADAM’DAN ÇARPICI BENZETMELER / ANIMSATMALAR
- Sıraselviler/Cihangir ekseninde bir "Cadı Kazanı"
- "Combo"dan "Big Band"e...
- İNSANIN İÇİNDEKİ KUMU YIKAMASI: “TATMİNKÂR ÖDÜL”
- ESKİŞEHİR’DEN MESLEK BÜYÜKLERİNE KOCAMAN SELAM: “LÜKÜS HAYAT”
- TANRI, ESKİŞEHİR’DE SAHNEYE İNİYOR: “JEANNE D’ARC’IN ÖTEKİ ÖLÜMÜ”
- SAVAŞ BAŞAR İÇİN OĞLUNDAN SAYGI DURUŞU: “ÖYKÜLERDEN OYUNLAR”
- “DÖRT” KIZ KARDEŞ
- BOYUN EĞME, DUYGUSALLIK, KABA GÜÇ: “ÖRÜMCEK KADININ ÖPÜCÜĞÜ”
- TİYATRO OYUN KUTUSU’NDAN ILIMLI BİR ‘IN-YER-FACE’ ÖRNEĞİ: “O YÜZ”
ENİS ARIKAN'IN BİR KARAKTERİ FİGÜRLEŞTİRMESİ: "GARAJ"
Çağ Çalışkur, Bahar Bahar ve Şenay Gürler, 2012'de bünyelerindeki oyuncu,
yönetmen ve yazarlara, üretim yapabilmeleri için olanak, mekân ve yer sağlamak
amacıyla Craft Tiyatro'yu kurdular.
2013 yılında sahneledikleri Kemal Hamamcıoğlu'nun "Kabin" oyunu, aynı adı taşıyan
bir üçlemenin ilk oyunuydu. 2013-2014 sezonunu üçlemenin ikincisi olan "Garaj"la
KENDİNİ KARŞI CİNSE AİT DUYUMSAMAK
Tarlabaşılı seks işçisi Orkide (Enis Arıkan), kendisini karşı cinse ait duyumsayan,
karşı cinse benzeme isteği duyan biri. Bedensel açıdan erkek, fakat kendini kadın
olarak hissediyor ve kadın özelliklerine bürünmüş. Yani bir trans kadın... Mimar
Sinan'da fotoğrafçılık okuyan Kahraman (Güven Murat Akpınar) ise, anne ve
babasını bir trafik kazasında kaybetmiş, anneannesiyle birlikte İstanbul'a gelip
yerleşmiş, taşralı bir öğrenci. Çekingen. Yaşama dair söyleyeceği hiç bir şey yok.
Kemal Hamamcıoğlu'nun yazdığı oyun, izleyiciyi trans Orkide ile öğrenci
Kahraman'ın bir otomobil garajında geçirdikleri bir saate tanık ettiriyor. İkili, yalnızlığı
paylaşıyor. Genç yazar Hamamcıoğlu, dramanın kendine özgü iletim araç ve
yollarından oluşan dilini sökmüş, iyi bir diyalog yazarı olduğu da anlaşılıyor. O
özel sahne dilini de başarıyla kullanıyor. "Kabin"i izleyemedim, ama "Garaj"da, özü
dramatik ölçülere uygun seçerek, biçimle arasında bütünlüğü sağlıyor. Ana düşünceyi
temaya dönüştürüyor.
CİNSİYET ROLÜNÜ DEĞİŞTİREN İNSAN OLGUSU
2013-2014 sezonunda izlediğim oyunlardan beş ya da altısı eşcinsellik veya farklı
cinsiyetten olan insanlar üzerine. Lütfen yanlış anlamayın, asla karşı değilim, hatta
memnuniyetimi ifade etmeliyim. Demek ki yazarlar, yönetmenler, hatta oyuncular ve
dahi izleyiciler Antik çağlardan beri bilinen cinsiyet rolünü değiştiren insan olgusunu
işlemeye/izlemeye cesaretlendiler. Bunlar arasında alkışlanması gerekenlerden
biri de Kemal Hamamcıoğlu. Trans kadın karakterini olgunlaştırırken düşüncesini
belirtmemiş, tartışmaya açmamış, savunmamış, kanıtlamaya kalkışmamış,
benimsetip yaymak istememiş, eserini saptadığı temanın doğrultusunda oluşturup
sonlandırmış.
İTALYANLARIN DEKORU
Merkezi Palermo'da bulunan sanatçı kolektifi Nostra Signora'nın sanatçılarından
Simone Mannino ve Jesse Gagliardi'nin ışık tasarımlarında doğrusu "tasarım"lık bir
çalışma bulamadım, ama bir otomobil garajını fiziksel/düşünsel anlamda yaratışlarını
sevdim. Kendi dar sınırları olan garaj, oyun karakterleriyle gayet güzel özdeşleşmiş.
Hakan Oktaş'ın kostümleri oyun karakterlerine fevkalade eşlik etmiş.
İPEK BİLGİN'İN REJİSİ
Yönetmen İpek Bilgin, kimilerinin "yüksek sanat yapma" tutkusundan kendini
soyutlamış, kahramanlarımızın zaaflarının altını birer birer çizmiş. Orkide'nin ve
Kahraman'ın "ben"ini öne çıkarmış. Bu "ben"in Orkide ve Kahraman'ı bildiğimiz
basit, gündelik mutluluğa ulaştıramamasını işlemiş. Orkide'nin kendi kendini elde
etmek; rahatı, mutluluğu, aşkı elde etmek istediğini söylemiş. Söylerken, metni
sahne üzerinde plastik, müzikal, jest olarak işleme uğratmış. Performansın devinim
kazanması için metni doku haline getirmiş. Oyuncuların seslerini ve jestlerini
"fizikselleştirmiş"; yaklaşımlarını psikolojik ve soyut olmadan önce fizikselliğe
kavuşmuş.
OYUNCULUKLAR
Güven Murat Akpınar, Kahraman'ı sürekli yükselen istekler, özlemler, aksiyona
çağrılar ve onların içsel-dışsal aksiyonlardaki tüketimlerinden oluşturuyor.
Enis Arıkan bedenini, görünüşünü, sesini, duygulanımlarını bu işe adamakla
kalmamış, canlandırdığı Orkide ile valla özdeşleşmiş.
Enis Arıkan'ın oyunculuğu gevşeme, yoğunlaşma, duyusal ve duygusal bellek
tekniklerini, kısacası bir rolün figürleşmesini önceleyen her bir şeyi içeriyor.
Arıkan, Orkide karakterinin yaratıcı iradesini aralıksız devindiriyor.
Orkide, Enis Arıkan'ı tarihe taşıyor.